
“İmamoğlu’nun üst perdeden konuşmasından rahatsız olan Kaftancıoğlu ‘Sen benimle nasıl böyle görüşebilirsin. Bu partinin genel başkanı da yönetimi de belirli. Adayın kim olacağı, nasıl tanımlanacağı belirli. Sen git evvel belediye başkanlığı yap. Bu işlerle uğraşma’ diyor. Kaftancıoğlu’nun İmamoğlu’na hiddeti bu görüşmeden sonra da geçmiyor. İmamoğlu’nun şehir idaresindeki akrabası Ufuk İnan’ı yanına çağırıyor ve ‘Söyle ona işine baksın, belediye başkanlığı yapsın. Bu işlere karışmasın’ diye ileti gönderiyor.”

Sabah yazarı Mahmut Övür ise 24 Kasım’daki yazısında şu iddialara yer vermişti:
“Misali de bu gerilimden bir zaman sonra yapılan İstanbul CHP Şehir Divan Heyeti buluşmasında yaşandı. Eksantrik olan Divan Heyeti azalarından birinin İmamoğlu’nun akrabası Ufuk İnan olmasıydı. Kaftancıoğlu, İnan’ın da bulunduğu o buluşmada İmamoğlu’nun hırsını yenemediğini, bir ‘şizofren’ gibi davrandığını söylüyordu. Natürel bu laflarının hemen İmamoğlu’na erişeceğini de öğreniyordu ve öyle de oldu. Ufuk İnan, buluşmadan hemen sonra İmamoğlu’nu arıyor ve Kaftancıoğlu’nun kendisine ‘ablavut, şizofren, müteahhit kafalı’ dediğini aktarıyordu. İmamoğlu bu lafları dinler dinlemez İstanbul CHP şehir binasına gidiyor ve hiddetle Kaftancıoğlu’nun odasına giriyordu. Bu bütün anlamıyla bir baskındı. Ancak CHP kulislerinde konuşulanlara göre, Kaftancıoğlu bu baskının maksadına erişmemesi için şehir binasını terk etmişti.”