Vodafone, Cumhuriyetimizin 100. senesinde Türkiye ’nin dijitalleşme performansını araştıran ve kamu siyaseti için ehemmiyetli bilgiler sağlayan yeni bir araştırmaya imzalaydı. “Dijital Türkiye 2030 Raporu”na göre;
Dijital Cemiyet endeksinde AB seviyesine erişilmesi için dijital marifete sahip popülasyon oranının %80 ’e yükselmesi gerekiyor. Firmaların dijitalleşme endeksinin 1 puan çoğalması GSYİH ’de 26 milyar dolarlık çoğalış sağlayacak. Ülkemizde fiber uzunluğu 2 milyon kilometre ’ye çıkmalı. Bu sayede Türkiye GSYİH ’sine her sene 19 milyar dolarlık katkı sağlanabilecek.
Vodafone, Türkiye ’nin dijitalleşme yolculuğunu mercek altına alan yeni bir rapor yayınladı. Vodafone ’un Siyaset Tahlil Laboratuvarı PAL işbirliğiyle hazırladığı “Dijital Türkiye 2030 Raporu”nda Türkiye ’nin dijital mutasyondaki vaziyeti, potansiyel gelişim alanları ve mümkün ekonomik tesirler gelişmiş ülkelerle karşılaştırmalı bir perspektifle değerlendiriliyor. Türkiye ’nin dijital asrına ışık yakalaması hedeflenen raporda, ülkenin dijital mutasyon süreci ve bu sürecin süratlendirilmesi için önerilen siyaset adımları Dijital Cemiyet, Dijital Firma, Dijital Devlet ve Dijital Altyapı başlıkları altında araştırılıyor.
Vodafone ’un yayınladığı “Dijital Türkiye 2030 Raporu”, tertip edilen basın buluşmasında tanıtıldı. Buluşmada konuşan Vodafone Türkiye CEO ’su Engin Aksoy, dijitalleşmenin ekonomik ve sosyal gelişimin temeli olduğunu anımsatarak şunları söyledi:
“Vodafone olarak bir yandan Türkiye ’nin dijitalleşmesi için çalışırken, bir yandan da bu alanda gelişim fırsatlarını araştıran, kamu siyaseti için ehemmiyetli bilgiler sağlayan incelemelerin üretilmesine liderlik ediyoruz. ‘Dijital Türkiye 2030 Raporu ’nda ülkemizin dijital mutasyon sürecinin en ehemmiyetli üç unsuru olan cemiyet, işletmeler ve devleti mercek altına aldık. Bu unsurların olmazsa olmaz bileşeni ve önkoşulu gidişatındaki altyapıyı da dördüncü dingil olarak inceledik. 2030 seneyi, sürdürülebilir kalkınma emelleriyle temsil edilen küresel kalkınma işbirliğinin hedef tarihi. AB başta olmak üzere çoğu gelişmiş ülkenin dijital taktiklerinin hedef seneyi de 2030.”
“Dijital marifete sahip popülasyon oranını %80 ’e yükseltmeliyiz”
“Dijital hünerler yurttaşların günlük etkinliklerini basitleştirirken akademik imkânları iyileştirmede, kamu hizmetlerine ve iş imkânlarına ulaşmada da ehemmiyetli rol oynuyor. Türkiye ’de fertlerin %30 ’u en az temel seviyede dijital marifete sahipken, AB ’de bu oran %54. AB ’nin resmi hedefi 2030 ’da bunu %80 ’e çıkarmak. AB ’nin bu hedefine ulaşabilmemiz için 30 milyon şahsın temel dijital maharetleri edinmesini sağlayacak bir hücuma lüzumumuz var. En az temel seviyede dijital marifete sahip popülasyon oranını evvel %60, sonra %80 ’e yükseltmeyi hedeflemeliyiz. Ancak bu sayede internet üzerinden bilgiye erişme, e-ticaret, internet bankacılığı, iş imkânları yaratılması gibi alanlarda büyüme kaydolabilir ve ekonomiye pozitif katkı sağlayabiliriz. Bunun için dijital hüner kazanımına müteveccih eğitim siyasetleri ile uslu telefon, tablet ve bilgisayar gibi aygıtlara ulaşımın basitleştirilmesi alanlarında atılacak adımlar kritik ehemmiyette. Bu noktada özellikle makine taksit sınırlamalarının kaldırılmasının, makineye ulaşımın önünü kalemtıraş bir adım olacağını düşünüyoruz.”
“Dijitalleşme endeksinin 1 puan çoğalması GSYİH ’de 26 milyar dolarlık çoğalış sağlayacak”
Engin Aksoy, şöyle devam etti: “Türkiye ’de internet kullanan şirket oranı AB ortalamasını tutmuş olsa da şirketlerin ancak %60 ’ı süratli internete ulaşabiliyor. Tahliller, tüm şirketlerin süratli internete ulaştığı vaziyette GSYİH ’de ilave %0,5 çoğalış olabileceğini, başka bir deyişle 4,2 milyar dolarlık ilave kazanç tesiri sağlanacağını gösteriyor. Raporda, firmaların temel dijitalleşme göstergelerindeki performansını değerlendirmek ve burada sağlanacak gelişimin ekonomik tesirini ölçmek üzere bir dijitalleşme endeksi oluşturduk. Bu endekse göre ülkemizdeki KOBİ ’lerin %15 ’i orta seviyede dijital iken, yalnızca %4 ’ü yüksek seviyede dijital. Büyük işletmelerde ise bu oranlar sırasıyla %39 ve %25 seviyesinde. 10 üzerinden puanlanan dijitalleşme endeksindeki 1 puanlık çoğalış firmaların faydalılığında %6 oranında çoğalış sağlıyor. Türkiye ’deki tüm firmaların vasati endeks skorunun 1 puan yukarıya çıkması, ülke genelinde %3 ’lük ilave GSYİH çoğalışı, başka bir deyişle 26 milyar dolarlık bir çoğalış sağlayabilecek.”
“Süratli internet kullanan firma oranı %100 ’e çıkarılmalı”
“Dijital sanayilerin ekonomideki hissesinin AB ortalamasına yakınsaması, başka bir deyişle %5,5 ’e yükselmesi ve 30 mbps üzeri süratli internet kullanan firma oranının %100 ’e çıkarılması hedeflenmeli. Tüm firmaların en az bir yeni dijital teknoloji ürünü edinmesi yoluyla dijitalleşme seviyesi yükseltilmeli. Öteki yandan, işletmeler dijitalleştikçe ve bulut bilişim gibi teknolojileri daha fazla kullandıkça bilgi merkezlerine olan lüzum çoğaldığından, bu alandaki yatırımlar da ehemmiyet kazanıyor. Bilgi siyasetlerinin beynelmilel normlara geçimli olması ve teşviklerin albenisinin artırılması öncelikli olmalı. Özellikle mikro ve minik şirketler başta olmak üzere KOBİ ’lerin dijital mutasyonunun desteklenmesi ve bilişim işletmelerinin gelişimine müteveccih teşvik programlarının uygulanması gerekiyor.”
“Katma değeri artıracak yerli yapıma odaklanmak gerekiyor”
Engin Aksoy, Dijital Devlet mevzusuna da değinerek şöyle konuştu: “Ülkemizin e-devlet mevzusunda güçlü bir konumda olması, 2030 ’a giden süreçte e-devletderi Dijital Devlete geçişi olası kılıyor. Milli Dijital Devlet taktiğinin ve kamu bulut bilişim taktiğinin bitirilerek uygulamaya geçirilmesi, sarih kamu bilgisi kullanarak değer yaratılmasına müteveccih teşebbüslerin başlatılması, kamuda bulut bilişim sistemlerinin yaygınlaştırılması, bu süreci basitleştirecek adımlar olacak. Öteki bir mevzu ise kamunun dijitalleşmesinde lüzum dinlenen ürün ve hizmetlerin geliştirilmesinde firmacılar ve yerli teknoloji ekosisteminin işbirliğini geliştirecek teşebbüslerin yaşama geçirilmesi. Katma değeri artıracak yerli yapıma odaklanarak ileriye dönük gereksinimleri zamanında tespit eden, buna göre Ar-Ge, imal ve pazarlama tasarılarını ortaya koyan bir platform oluşturmak gerekiyor. Günün şartlarına ve teknolojinin gelişimine göre ekipmanın yanı gizeme yazılım ürünlerini de içeren yerli ürün tanımları yapılmalı. Bu biçimde tasarılı bir yerli imal siyaseti ile hem kamuda hem özel sektörde yerli imalin ve kullanımının çoğalması sağlanabilir.”
“Kaynakların yeni nesil mobil teknolojilere yönlendirilmesi yatırımlar için ehemmiyetli”
“Daha Önceki nesil mobil teknolojilerin uygun bir tasarı dahilinde yeni teknolojiye mutasyonunun sağlanması ve kaynakların yeni nesil mobil teknolojilere yönlendirilmesi yatırımlar için ehemmiyetli. 3G ’nin yeni teknolojilere geçiş yapılarak aktüellenmesi, gelişmiş ülkelerde yaygınlaşan bir yaklaşım. Avrupa ’da pek çok hizmet sağlayıcı, yıpranan teknolojiler için yatırımları durdurup tahsis edilmiş spektrumu 4G ve 5G ’de kullanmaya veya bu güzergahta tasarılama yapmaya başladı. Almanya, Çekya, İtalya ve birçok ülkede en az bir cerrah geçiş tasarısını açıkladı. Önümüzdeki yarıyılda mevcut 4.5G altyapısının daha aktif kullanılması için atılacak adımlar kısa vadede mobil iletişim niteliğini artırabilir. Bunun yanı gizeme frekans tahsisi başta olmak üzere spektrumun aktif kullanımını hedefleyen tertip etmelerin yapılması hem mobil ağların performansını artıracak hem de yatırımların faydalılığını sağlayacak. Yeni nesil teknolojilere geçişi de içeren spektrum kullanımı yol haritasının kamuoyu ile paylaşılması, 5G dahil sektörde uzun vadeli yatırımların tasarlanmasında kılavuz görevi görebilir.”
“Türkiye ’de fiber hattı takribî 2 milyon kmye çıkarılmalı”
Dijital Altyapı alanında atılması gereken adımları paylaşan ve Türkiye ’de mobil ve sabit genişbant internet yayılımının OECD ortalamasının gerisinde kaldığına işaret eden Aksoy, şunları söyledi:
“Mobil genişbant aza oranında OECD ortalamasına ulaşmamız için 2030 ’a kadar her sene aza yoğunluğunun %10 gelişmesi gerekiyor. Bu, senelik %1 ’e varan GSYİH çoğalışı, başka bir deyişle ekonomiye 7 milyar dolarlık katkı sağlayacak. Öteki yandan Türkiye ’de 100 şahıs başına fiber aza rakamının 6, OECD ortalamasının 12, azami 10 OECD ülkesinde ise 28 olduğunu görüyoruz. Dijitalleşme mevzusunda misal gelişim sergileyen ülkelerden Güney Kore ’de km yol başına düşen fiber hat uzunluğu bizim 4 katımız. Aynı yoğunluğa erişmek için fiber hattının takribî 2 milyon kmye çıkması, bunun için de her sene %17 çoğalması gerekiyor. Bu sayede 2030 ’a kadar her sene GSYİH ’ye %2,2 ’lik, başka bir deyişle 19 milyar dolarlık katkı sağlanabilecek.”
“Yenilikçiliği ve faydalılığı artıran bir tertip edici çerçeve gerekiyor”
“Sektörümüz, dijitalleşmeyi sağlayan ve basitleştiren stratejik bir konumda. Bu sebeple diyoruz ki, Türkiye 2030 ’a kadar fiberde OECD ortalamasını tutmalı. Bu alanda lider ülkelerle müsabakayı hedeflemeli ve yatırımları süratlendirmeliyiz. Öteki yandan frekans tahsisleri yapılarak 3G yerine 4.5G önceliklendirilerek ve 5G yatırımları yaşama geçirilerek, özellikle sanayi bölgeleri gibi imal yararlılığını da artıracak alanlarda yeni teknolojilere süratli geçişin desteklenmesi ehemmiyetli. Altyapı yatırım ve hedefleri mevzusunda ilerleyebilmek için tertip edici çerçevenin yenilikçiliği ve faydalılığı artıran, yatırım ve güven etrafını kuvvetlendiren kalitede olması ehemmiyetli. Dijital altyapılar gibi yoğun yatırım gerektiren alanlarda tertip etmelerin maliyet ebadını da göz önüne alarak yatırımların aralıksızını sağlamak kritik. Yeni teknolojileri, dijitalleşmeyi ve bu alanda yapılacak yatırımları basitleştirici ve tertip etmelerin oluşturacağı maliyeti de göz önüne alan bir bakış açısıyla ilerlememiz gerekiyor.”
Kaynak: BYZHA Beyaz Haber Ajansı