Rize’nin Pazar ilçesinde, Avni Kuru’nun hayatı 26 Ekim 2021 tarihinde geçirdiği trafik kazası neticeyi değişti. Kemik kırığı ve adale-tendon yaralanması teşhisi konulan Kuru, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi RTEÜ Eğitim ve Araştırma Sağlık Kurumu’nden Trabzon’daki Karadeniz Teknik Üniversitesi KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Sağlık Kurumu’ne sevk edildi. Hastanede sol kolunun enfeksiyon kaptığını iddia eden Kuru’nun eti çürümeye, kolunda kemikler gözükecek hale gelmeye başladı. İHA’nın haberine göre; Kuru, çürümenin hekimlerin geç müdahalesi ve pervasızlığından kaynaklandığını ileri sürüp olayla alakalı kabahat ilanında bulundu. Tekerrürden operasyona alınarak çürüyen etleri alınan Kuru’ya ailesi tarafından İstanbul’daki bir hastaneye götürülerek burada doku nakli yapıldı. 
Doku nakliyle kolundaki çürüme sona erdirilen ve kolu kesilmekten kurtarılan Kuru, sağlık kurumundaki uzun süren rehabilitasyonunun ardından tekerrürden Rize’ye getirildi. Rize’nin Pazar ilçesindeki evinde kalan Avni Kuru bir müddet sonra tekerrürden kolunun irin kapabileceği süphesi ile hastaneye müracaat etti ve oluşabilecek bir negatifliğe karşı Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi RTEÜ Eğitim ve Araştırma Sağlık Kurumu’nde hakimiyet altına alındı. Avni Kuru, yaşadıklarına ait şu ifadeleri kullandı: “26 Ekim 2021 tarihinde bir kaza geçirdim. RTEÜ Eğitim ve Araştırma Sağlık Kurumuna geldim. Burada ilk müdahalem yapıldıktan sonra hastanede o yarıyılda plastik cerrahi olmadığından beni Trabzon’a gönderdiler. Trabzon’daki KTÜ Farabi Sağlık Kurumu’nin acilinde 1-2 saat bekledikten sonra operasyona aldılar. Operasyon olduktan bir gün sonra operasyonu yapan hekim geldi, parmaklarıma bakarak ’seziyor musun’ diye sordu. Sonra beni taburcu ettiğini söyledi. Ortopedi hekimi benim taburcu olmayacağımı söyledi. O beni hastanede yakaladı. 1 hafta sonra 2. bir işlem yaptılar. Kolumdaki etler sarihti, çürümeye başladı. Ondan sonra orayı arındılar. 1 ay kimse yanıma gelmedi. Bizde araştırmaya başladık. Hangi hastaneye gidebiliriz diye.”
Yakınlarının kendisi ile ilgilenen hekimin yanına gittiğinde hekimin “Beni meşgul etmeyin.” diyerek başından savdığını da iddia eden Kuru “Benim yakınım hekimin yanına gitti. Adımı söylediği zaman, ‘ben onu birinci gün taburcu ettim. Beni meşgul etmeyin. Benim işim var.’ dedi. Ondan sonra da onun hakkında şikayette bulunduk. Şikayette bulunulduktan sonra benimle ilgilenmeye başladılar.” ifadelerini kullandı. Plastik Cerrahi Servisine gittiğinde de hastalığına bir çözüm bulamadığını laflarına ilave eden Kuru, “Beni 17 defa operasyon ettiler. Kolumda operasyonların sonunda hala daha kemiğim görünüyordu. Yara kapanmadı. Ortopedi hekimi plastik cerrahine gitmem için beni zorluyor. Gidiyorum, asistan bakıp resim sürüklüyor ama hekim hiç bakmıyor. Kemiğimin görünen yeri gün geçtikçe açılıyordu. Ondan sonra İstanbul’a gittik. Orada da operasyon ettiler. Karnımdan alınan doku ile kolumun görünen yerine diktiler. Kolum çürümek üzereyken ve kesilecekken İstanbul’daki rehabilitasyon sonrası kurtuldu ancak daha önceki işlevini artık göremiyor. Olayla alakalı davamız halen devam ediyor.” biçiminde konuştu. Yaşadıkları olaylardan dolayı psikolojilerinin de bozulduğunun altını çizen eşi Dursune Kuru, “Eşim bir yıldır ilaç kullanıyor. Bedeni artık kendini vazgeçti. Kanı pıhtılaştı bacakları tıkandı. Bugün yeniden hakimiyete geldik. Araştırma yapılacak diye. Psikiyatriye gittik. Benim dahi artık psikolojim bozuldu. Çok uğraşıyoruz. Per harap olduk. Bir inşaata başlamıştık eşim kaza yapınca o da yarım kaldı. Tam hayatımız altüst oldu.” diye konuştu.
Doku nakliyle kolundaki çürüme sona erdirilen ve kolu kesilmekten kurtarılan Kuru, sağlık kurumundaki uzun süren rehabilitasyonunun ardından tekerrürden Rize’ye getirildi. Rize’nin Pazar ilçesindeki evinde kalan Avni Kuru bir müddet sonra tekerrürden kolunun irin kapabileceği süphesi ile hastaneye müracaat etti ve oluşabilecek bir negatifliğe karşı Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi RTEÜ Eğitim ve Araştırma Sağlık Kurumu’nde hakimiyet altına alındı. Avni Kuru, yaşadıklarına ait şu ifadeleri kullandı: “26 Ekim 2021 tarihinde bir kaza geçirdim. RTEÜ Eğitim ve Araştırma Sağlık Kurumuna geldim. Burada ilk müdahalem yapıldıktan sonra hastanede o yarıyılda plastik cerrahi olmadığından beni Trabzon’a gönderdiler. Trabzon’daki KTÜ Farabi Sağlık Kurumu’nin acilinde 1-2 saat bekledikten sonra operasyona aldılar. Operasyon olduktan bir gün sonra operasyonu yapan hekim geldi, parmaklarıma bakarak ’seziyor musun’ diye sordu. Sonra beni taburcu ettiğini söyledi. Ortopedi hekimi benim taburcu olmayacağımı söyledi. O beni hastanede yakaladı. 1 hafta sonra 2. bir işlem yaptılar. Kolumdaki etler sarihti, çürümeye başladı. Ondan sonra orayı arındılar. 1 ay kimse yanıma gelmedi. Bizde araştırmaya başladık. Hangi hastaneye gidebiliriz diye.” 
Yakınlarının kendisi ile ilgilenen hekimin yanına gittiğinde hekimin “Beni meşgul etmeyin.” diyerek başından savdığını da iddia eden Kuru “Benim yakınım hekimin yanına gitti. Adımı söylediği zaman, ‘ben onu birinci gün taburcu ettim. Beni meşgul etmeyin. Benim işim var.’ dedi. Ondan sonra da onun hakkında şikayette bulunduk. Şikayette bulunulduktan sonra benimle ilgilenmeye başladılar.” ifadelerini kullandı. Plastik Cerrahi Servisine gittiğinde de hastalığına bir çözüm bulamadığını laflarına ilave eden Kuru, “Beni 17 defa operasyon ettiler. Kolumda operasyonların sonunda hala daha kemiğim görünüyordu. Yara kapanmadı. Ortopedi hekimi plastik cerrahine gitmem için beni zorluyor. Gidiyorum, asistan bakıp resim sürüklüyor ama hekim hiç bakmıyor. Kemiğimin görünen yeri gün geçtikçe açılıyordu. Ondan sonra İstanbul’a gittik. Orada da operasyon ettiler. Karnımdan alınan doku ile kolumun görünen yerine diktiler. Kolum çürümek üzereyken ve kesilecekken İstanbul’daki rehabilitasyon sonrası kurtuldu ancak daha önceki işlevini artık göremiyor. Olayla alakalı davamız halen devam ediyor.” biçiminde konuştu.
Yaşadıkları olaylardan dolayı psikolojilerinin de bozulduğunun altını çizen eşi Dursune Kuru, “Eşim bir yıldır ilaç kullanıyor. Bedeni artık kendini vazgeçti. Kanı pıhtılaştı bacakları tıkandı. Bugün yeniden hakimiyete geldik. Araştırma yapılacak diye. Psikiyatriye gittik. Benim dahi artık psikolojim bozuldu. Çok uğraşıyoruz. Per harap olduk. Bir inşaata başlamıştık eşim kaza yapınca o da yarım kaldı. Tam hayatımız altüst oldu.” diye konuştu.
