Aksırdıktan sonra çok yaşa tümcesi neredeyse refleks haline gelmiştir. Peki günlük yaşamda sıklıkla kullandığımız bu kalıp nereden geldi? Aksıran birine ‘çok yaşa’ demek istemsizce ya da isteyerek birden ağzımızdan çıkıverir. Her kalıbın olduğu gibi bu tümcenin de bir tarihi var elbette!
Aksırmak, yaşamda kalmamıza yarayan ve tarihi çok daha öncekilere sabreden bir reflekstir. Sıhhatli insanlar gün içerisinde vasati 4 kere aksırırlar. Aksırmayı tetikleyen bir hayli etken bulunur.
Alerjiler, hastalıklar ya da ışık bile bireylerin aksırmalarına neden olabilir.
Hatta aksırdığımız zaman kalbimiz ve tüm uzuvlarımız anlık olarak durur.
Dizi ve filmlerde görüldüğü üzere Amerikalılar ve İngilizler karşılarındaki bireyler aksırdıktan sonra ‘bless you’ tümcesini kurarlar. Bu tümcenin anlamı ise “Yaradan seni kutsasın”dır.
Almanlar ise “gesundheit” derler ve karşılarındaki bireylere sıhhatli yaşam dileklerini ifade ederler. İtalyanlar ise hapşırıktan sonra “felicita” tümcesini kullanırlar ve mutlu bir yaşam dileklerini iletirler.
Tüm bu tümcelerin söylenmesinin reel nedeni ise hapşırmanın yaşamı tehdit eden bir gidişat olmasıdır. Hapşırmanın yaşamı tehdit oluşturan bir unsur olması ise daha önceki çağlara kadar sabreder.
Orta Çağ Avrupası muhakkak yarıyıllarda veba salgınları ile savaşmıştı. Bu savaşların en büyüğü ise 14. asırda yaşanmıştı.
14. asırda yaşanan bu veba salgını insanların sıklıkla aksırmasına neden olmuştur. Bu sebeple de Papa 6. Gregory bir genelge yayınladı.
Genelgede Gregory, Hristiyan olan herkesin her hapşırıktan sonra ‘Yaradan sizi kutsasın’ ve daha sonrasında ise ‘Yaradan bana destek etsin’ duasının okunmasını istemişti.
Başka Bir Deyişle değişik tüm kültürlerdeki ifadelerin orijini de buraya sabreder.
Hipokrat‘a göre hapşırık, bedenin yabancı maddelere karşı oluşturduğu bir korunma mekanizmasıdır.
Kısaca özetlemek gerekirse insanlar hapşırığın bir yaşam tehdidi olduğunu düşündükleri için aksıran insanlara iyi ve mutlu yaşam dileklerini iletme lüzumu hissetmişlerdir.
Bir değişik görüşe göre ise bizlerin kullandığı ‘çok yaşa’ ifadesi ‘uzun yaşa’ anlamında değildir. Aksıran bireye çok yaşa derken ‘ömrün bereketli olsun ve can verdikten sonra dahi andırılmaya devam et’ demek istiyoruz.
Genelde ‘Çok yaşa’ diyene ‘Sen de gör’ başka bir deyişle ‘Sen de benim yaşamımı görecek kadar çok yaşa’ denilmesi de adettendir.
MAYALAMAK İÇİN BAŞKA YOĞURDA LÜZUM DİNLENİRKEN TARİHTEKİ İLK YOĞURT NASIL YAPILDI? BİR KUTUDA NEDEN 20 TANE SİGARA VAR? BU RASTLA MÜ YOKSA MATEMATİKSEL BİR HESAPLAMA MI?