Türkiye’de son yarıyılda başörtüsünün legal ve Anayasal güvence altına alınması gündeme geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, başörtüsüne müteveccih kanun öneriyi vererek bu mevzunun legal güvence altına alınması gerektiğini açıkladı. Bunun ardından legal önerinin yeterli olmayacağını belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mevzunun anayasal güvence altına alınması gerektiğini belirterek yönerge verdi. Cumhur İttifakı paydaşlarının üzerinde çalıştığı Anayasa öneriyi bitirildi. Hazırlanan Anayasa farklılık öneriyi, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunuldu. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki kabine buluşmasının ardından ulusa seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu mevzuya değindi. Demokrasiyi korunan herkesi başörtüsü anayasa farklılık önerisini desteklemeye çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullanarak açıklamalarda bulundu: Politikayı millete dayanarak yapmak yerine küresel vesayet vasıtaların ülkemizdeki temsilciliğine sığınarak yürütmeye kalkmak 1 yüzyıllık Cumhuriyet deneyiminden nasiplenmemiş demektir. Geçtiğimiz günlerde Meclis’e sunulan başörtüsü hürlüğünü güvence altına almayı, aile müessesesini kuvvetlendirmeyi amaçlayan anayasa farklılığı öneriyi ülkemizin meselelerini ulusal istem ile çözme kararlılığın son misalidir. Herkesi bu öneriyi desteklemeye çağırıyoruz. Demokrasiyi korunan herkesi başörtüsü anayasa farklılık önerisini desteklemeye çağırıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan: Herkesi başörtüsü önerisini desteklemeye çağırıyoruz Türkiye Asrı’na girerken üzerinde ehemmiyetle durmamız gereken husus ulusal sorunlarda kesinlikle birlik, beraberlik, dayanışma içinde hareket etmeyi muvaffak olabilmemizdir. Bu ülkenin hiçbir vatandaşının başka vatanı, devleti yoktur, başkalarını öğrenmeyiz. Devirici değil, yapıcı rekabetle Türkiye Asrı’nda rol alacağımıza vicdandan inanıyorum. Su Baskın faciasının yaşandığı Antalya’da devletimiz tüm müesseseleri ile çalışmalarını sürdürüyor. Son kabine buluşmamızın ertesi günü turizmcilerimizle biraraya gelerek ülkemize yaptıkları katkıları için teşekkür ettik. Aralık ayının ilk gününde Millî Güvenlik Kurulu buluşmamızı reelleştirdik. Şanlıurfa’da caddelerinden alana kadar her yerde ulusumuzla heyecanlı ve içten biçimde kucaklaştık, hasret giderdik. TİSK Genel Kurulu’nda patronlarımızla dünden bugüne ve yarına ülkemiz ekonomisini değerlendirdik. Cuma günü Türkiye Radyo Televizyon Kurumu World buluşmasında dünyada olup bitenlerle alakalı görüşlerimizi katılımcılarla paylaştık. Aynı gün Bulgaristan Cumhurbaşkanı ile gerek ikili gerekse heyetlerarası görüşmelerimizi yaptık. Cumartesi günü Samsun’daydık. Bizleri muhabbetle bağrımıza vatandaşlarımızla bir araya gelerek toplu açılışlarımızı yaptık. Bu sabah İstanbul’da katıldığımız Türkiye İnovasyon Haftası vesilesiyle ülkemizin üreten, düşünen, tasarlayan eforunu bir kere daha görme olanağını bulduk. Ülkemize ve halkımıza hizmetle dolu iki haftayı geride vazgeçtik. 
Bu hafta da yurt içi ve yurt dışında tasarladığımız çok sayıda programla ülkemize eser kazandırmayı, halkımıza hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Covid 19 salgını nedeniyle ulusal gayretin simgeyi, pekçok olayın 100. senesini heyecanla değerlendirememiştik. Ulusal çaba adımlarının her biri geçmişten geleceğe bir muhabesebe vesilesidir. Cumhuriyetimizin 100. senesini yaşamak sözle, şarkıyla, şiirle olmaz. Bizim için istiklalimize, istikbalimize yakışır eser ve hizmetlerle ulusumuzun karşısına çıkmak demektir. Dünyanın politik ve ekonomik olarak tarihi mutasyon içine girdiği yarıyılda Türkiye Asrı vizyonu çok daha hayati ehemmiyet kazanmıştır. Kendi içimizde kesinlikle hayata geçirmemiz gereken hususlar bulunuyor. Cumhuriyetimizin ilk asrında zamanımızı ve enerjimizi boşa harcayan münazaraları artık geride vazgeçmeliyiz. Kesintisiz aynı şeyleri yaparak değişik neticeleri ummak sağlıklı aklın hayata ve politikaya bakış stili olamaz. İdare sistemi müzakerelerinden, büyük projelere yaklaşıma kadar sağlıksız bakış açısının misallerini görmek bizi üzüyor. Yakın tarihte olup bitenlere dair şahsi görüşlerimiz ne olursa olsun hep beraber ortak geleceğimize odaklanmalı, zamanımızı ve enerjimizi bu doğrultuda seferber etmeliyiz. Tarihimizi bir müzakere, ayrışma, hiddet alanı olmaktan çıkartıp, Türkiye Asrı’na coşkuyla, kararlılıkla bakabildiğimiz miktarda bu ulusa olan mesullüğümüzü hakkıyla yerine getirebiliriz. Türkiye Asrı ile evlatlarımızı jenerasyonların özlemi olan güvenlik ve refah seviyesine çıkarmak istiyoruz. Bu gayreti 85 milyon hep beraber yürüterek, tüm arkadaş, kardeş, mazlum, insanlıkla elele vererek zafere eriştirebileceğimize inanıyorum. Ülkemizin ve ulusumuzun üzerinde karanlık hesaplar yapan yayılımcı yapılara karşı aynı gayreti tek beden, tek vicdan olarak vermek zorunluluğundayız. Hala ulusal istemin eforu yerine yayılımcıların inayetine bel bağlamak tarihten ders almamak demektir. Ülkemizle alakalı değerlendirmeleri yaparken küresel krizlerin, fırsatların önümüze çıkardığı resmi bakımsızlık etmiyoruz. Sağlık ve güvenlik yanında enerjiden gıdaya insanlığın temel gereksinimlerini hemen tamamıyla alakalı meseleler giderek çoğalırken biz Türkiye’yi genel gidişten ayrıştıracak çalışmalara ağırlık verdik.
Bu süreçte bizimle ciddi kıymetler ödememize yol açan kasvetlerimiz oldu. Bu mesele bir yarıyıl hudutlarımıza dayanan, şehirlerimizi tehdit eden terör hamleleriydi. Kararlılık ve cesaretle uygulamaya koyduğumuz yeni güvenlik taktiğiyle tehditleri kaynağında yok ederek bu müddetin üstesinden ehemmiyetli miktarda geldik. Verdiği ağır kayıplara karşın hücumlarını yine artırmaya çalışan terör örgütlerini bu hücumlarını yine çoğaldıran nedenleri öğreniyoruz. Çirkin hesapları bir kere daha bozacağız. Küresel meselelerin tetiklediği bir öteki mesele enflasyon ve hayat pahalılığı. Bu sualin de iç ve dış nedenleri var. Dış nedenlerin karara kavuşmasının azıcık süre alacağı anlaşılıyor. İçeride kimi panikten kimi arkası hedeften kaynaklanan kurdaki ve maliyetteki çoğalışlarla açıklama edilemeyen fahiş maliyet çoğalışlarına karşı karşıya kaldığımız bir hakikattir. Ekim ayı işsizlik sayıları istihdamdaki çoğalışın devam ettiğini devam etmektedir. Döviz rezervlerimizin, istihdamın çoğaldığı yarıyılda daha kolay mevzularda kendi ayağımıza mermi sıkamayız. Ülkenize güvenin, sahip çıkın. Ülkenize destek verin. Kısa vadeli kaygı ve hasılat kaygılarınızla ülkenizin geleceğine hasar verecek her türlü tasarruftan uzak durun. Elbette herkes alın terinin karşılığı olarak kazanacaktır. Ülkenin ve ulusun kaybettiği civarda fertlerin kazancı gibi gözüken hesaplar kandırmacadan ibarettir. Senelik enflasyonun birkaç ay içinde yüzde 40’lı sayılara ineceği ortada iken hala yaftaların başka hesaplarla tanımlanması doğru değildir. Minimum fiyat, memur ve emekli ücretleri başta olmak üzere çalışanların refah seviyelerindeki gerilemeyi karşılama etme güzergahındaki gayretlerimizin enflasyon maskesi arda sığınan haramzadeler tarafından akamete uğramasını izleyemeyiz. Bu ülkenin 85 milyon vatandaşının ortak geleceği, çıkarı bizim için her bir bireyin şahsi hasılat hırsından ehemmiyetlidir. Enflasyonu kastettiğimiz biçimde 2023 sonunda yüzde 20’Rler seviyesine 2024’de tek haneli sayılara düşürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Herkes hesabını 2023’de yüzde 20’ler seviyesinde yapsın. Aksi güzergahta hareket edenlerle biz hükümet olarak yetkimizi, halkımız istemini kullanarak gereken yanıtı verecektir. Bir kere daha altını çizerek söylüyorum; hiç kimsenin işine, eforuna, alışına, satışına, kazancına, karına karşı değiliz. Karşı olduğumuz, yalnızca ekonomik kaidelerin değil us ve vicdan hudutlarının dışına taşan maksat ve eylemlerdir. Piyasa denilen beşeri reflekslerle de çalıştığına inandığım mekanizmanın insanımızın sabrını daha fazla zorlamayacağına inanıyorum. Unutmayın, en pahalı mülkün olmayan mülk, en pahalı hizmetin ulaşılamayan hizmet olduğu aslı usumuzdan çıkarmadan teşebbüsçülerimize omuz vereceğiz. Yeter ki ülkenin çıkarına, hükümetin programına göz dikenlere fırsat verilmesin.
Mesela PKk’nın annelerin kucağından kaçırıp dağa götürdüğü, eline silah verdiği, liderlerin istismarına maruz vazgeçtiği kızlarımız için de aynı tepkiyi bekliyoruz. Bay Kemal Diyarbakır annelerini kaç kere ziyaret ettin? Kızları kaçırılıp gözüyaşlı annelerini kaç kez ziyaret ettin? Bir politik partinin teşkilatlarında ve beled iyelerinde yaşanan onlarca istismarın üzerine aynı kararlılıkla gitmesini bekliyoruz. Diyarbakır annelerinin evlatlarını teşkilatın pençesinden kurtarmak için verdikleri gayreti gözardı edenlerin, bu mevzudaki hücumluğun ahlaki olmaktan kaynaklandığına nasıl inancağız. Kabahatin kişiselliği prensibinin arkasına saklananların son olayın dindar kesimlerin tamamını rencide etmeye çalışmalarının samimiyetine nasıl inanacağız. Biz mağdurun ilk müracaatından itibaren sorunu tüm müesseselerimizle zati sahiplendik. Bu mevzuda tepkisini gösteren her vatandaşımızın hassasiyetinin başımızın üstünde yeri vardır. Sırtınızı mecliste dönmek suretiyle siz benim bakanıma ders veremezsiniz. Sırtınızı dönmekle başka şeyler yaptığınızın farkında değilsiniz. PKK’nın istismar ettiği çocuklarımıza, meclisteki uzantılarına, sosyal mecra ve eşi mecralarda rezilliklere göz yumanların, insanlarımızın kıymetlerine saldırırak onlara linç uygulamasına rıza göstermiyoruz. Bu mevzuyu her seviyede takip etmeyi, neticelendirmeyi sürdüreceğiz.
Enerjinin her alanında son 20 senede çok ehemmiyetli büyümeler kaydettik. Uzun zamandır hasretle beklenen müjdeyi, Fatih sondaj gemisinin keşifl verdik. Bölgedeki yeni bulgularla alakalı büyümelerin, çalışmalar nihayete erdiğinde kamuouyla paylaşmayı sürdüreceğiz. Şu anda yerli gazımızı Cumhuriyetimizin 100. senesinde ulusumuzla buluşturmaya hasretmiş durumdayız. Karadeniz’de Fatih, Yavuz, Kanuni ile beraber 51 gemi faaliyet gösteriyor. 2200 metre denizin altında 170 kmlik boru yerleştirme harekâtını tamamladık. Tuna 1 kuyusundan itibaren 15 arama, tespit ve yapım kuyusunun sondajını tamamladık. Gazı karada işleyecek Filyos doğalgaz harekâta tesininin yüzde 85’ini tamamladık. Yalnızca Karadeniz gazıyla kanaat etmedik. Boru hatlarımızı, gaz depolama kuruluşumuzu da genişlettik. Yeraltı doğalgaz depolama kuruluşlarımızın kapasitesi 6 milyar metreküpe erişti. Bunu 10 milyar metreküpe çıkartacağız. Cuma günü 4,6 milyar metreküp hacme erişen Silivri doğalgaz kuruluşumuzun açılışını asıllaştıracağız. Enerji sepetimizi, nükleer efor santralinden, güneş ve rüzgara kadar enerji kaynaklarıyla genişleterek en üst seviyeye çıkartmakta kararlıyız. Küresel krizlerin dünyada zati bozuk olan sosyal haksızlığı geliştirdiği bir yarıyılda biz bu alanda da öteki ülkelerden ayrışıyoruz. Sosyal takviyeleri daha kapsayıcı yaklaşımla yine ele almaya yöneldik. Sosyal dayanak siyasetimiz muhtaçlık hududunun altında düşenleri gözleme yanında insanlarımızın hayat standartlarının üstünde tutmayı kastediyor. Son sosyal dayanak projemiz Türkiye aile destekleridir. Temmuz ve Kasım ayları yarıyılında 2,8 milyon hanemize 9,2 milyar lira nakdi kaynak ak tardık. Bu ay aynı proje dahilinde 3 milyon haneye 3.8 milyar lira daha nakdi kaynak aktarımı yapacağız. Manili ve yaşlı aylıkların ödemelerini titizlikle sürdürüyoruz. Türkiye çapında sosyal takviyeleşme ve dayanışma vakfımıza her ay sevk edilen payı 224 milyon liradan 450 milyon liraya çıkardık. Yalnızca Kasım ayında sosyal dayanak programları üzerinden 10,2 milyar lirayı bulmuştur. Aralık ayında da 10.3 milyar liralık kaynakla vatandaşlarımızı desteklemeyi sürdüreceğiz. Gereksinim sahibi vatandaşlarımız ile emin mevzularda takviyeye gereksinim dinleyen vatandaşlarımızı çekinmeden valilik ve kaymakamlıklarımız üzerinden alakalı müesseselerimizle bağlantıya geçmeye davet ediyorum. Türkiye Cumhriyeti devleti hamdolsun her bir insanına sahip çıkacak, güç gününde yanında olacak efora ve dirayete sahiptir. “Kredi kullanmış zelzele bölgesindeki esnafların ödemeleri, 3 ay ertelenmiştir” Düzce ve etrafında 23 Kasım’da yaşanan zelzelenin tesir alanında esnaf ve sanatkarımıza müjde vermek istiyorum. Bu bölgedeki esnaf ve sanatkarımızdan Halkbank’tan Hazine ve Maliye Bakanlığı destekli kredi kullanmış olanların ödemeleri 3 ay müddetle ertelenmiştir.
Bu hafta da yurt içi ve yurt dışında tasarladığımız çok sayıda programla ülkemize eser kazandırmayı, halkımıza hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Covid 19 salgını nedeniyle ulusal gayretin simgeyi, pekçok olayın 100. senesini heyecanla değerlendirememiştik. Ulusal çaba adımlarının her biri geçmişten geleceğe bir muhabesebe vesilesidir. Cumhuriyetimizin 100. senesini yaşamak sözle, şarkıyla, şiirle olmaz. Bizim için istiklalimize, istikbalimize yakışır eser ve hizmetlerle ulusumuzun karşısına çıkmak demektir. Dünyanın politik ve ekonomik olarak tarihi mutasyon içine girdiği yarıyılda Türkiye Asrı vizyonu çok daha hayati ehemmiyet kazanmıştır. Kendi içimizde kesinlikle hayata geçirmemiz gereken hususlar bulunuyor. Cumhuriyetimizin ilk asrında zamanımızı ve enerjimizi boşa harcayan münazaraları artık geride vazgeçmeliyiz. Kesintisiz aynı şeyleri yaparak değişik neticeleri ummak sağlıklı aklın hayata ve politikaya bakış stili olamaz. İdare sistemi müzakerelerinden, büyük projelere yaklaşıma kadar sağlıksız bakış açısının misallerini görmek bizi üzüyor. Yakın tarihte olup bitenlere dair şahsi görüşlerimiz ne olursa olsun hep beraber ortak geleceğimize odaklanmalı, zamanımızı ve enerjimizi bu doğrultuda seferber etmeliyiz. Tarihimizi bir müzakere, ayrışma, hiddet alanı olmaktan çıkartıp, Türkiye Asrı’na coşkuyla, kararlılıkla bakabildiğimiz miktarda bu ulusa olan mesullüğümüzü hakkıyla yerine getirebiliriz. Türkiye Asrı ile evlatlarımızı jenerasyonların özlemi olan güvenlik ve refah seviyesine çıkarmak istiyoruz. Bu gayreti 85 milyon hep beraber yürüterek, tüm arkadaş, kardeş, mazlum, insanlıkla elele vererek zafere eriştirebileceğimize inanıyorum. Ülkemizin ve ulusumuzun üzerinde karanlık hesaplar yapan yayılımcı yapılara karşı aynı gayreti tek beden, tek vicdan olarak vermek zorunluluğundayız. Hala ulusal istemin eforu yerine yayılımcıların inayetine bel bağlamak tarihten ders almamak demektir. Ülkemizle alakalı değerlendirmeleri yaparken küresel krizlerin, fırsatların önümüze çıkardığı resmi bakımsızlık etmiyoruz. Sağlık ve güvenlik yanında enerjiden gıdaya insanlığın temel gereksinimlerini hemen tamamıyla alakalı meseleler giderek çoğalırken biz Türkiye’yi genel gidişten ayrıştıracak çalışmalara ağırlık verdik.
Bu süreçte bizimle ciddi kıymetler ödememize yol açan kasvetlerimiz oldu. Bu mesele bir yarıyıl hudutlarımıza dayanan, şehirlerimizi tehdit eden terör hamleleriydi. Kararlılık ve cesaretle uygulamaya koyduğumuz yeni güvenlik taktiğiyle tehditleri kaynağında yok ederek bu müddetin üstesinden ehemmiyetli miktarda geldik. Verdiği ağır kayıplara karşın hücumlarını yine artırmaya çalışan terör örgütlerini bu hücumlarını yine çoğaldıran nedenleri öğreniyoruz. Çirkin hesapları bir kere daha bozacağız. Küresel meselelerin tetiklediği bir öteki mesele enflasyon ve hayat pahalılığı. Bu sualin de iç ve dış nedenleri var. Dış nedenlerin karara kavuşmasının azıcık süre alacağı anlaşılıyor. İçeride kimi panikten kimi arkası hedeften kaynaklanan kurdaki ve maliyetteki çoğalışlarla açıklama edilemeyen fahiş maliyet çoğalışlarına karşı karşıya kaldığımız bir hakikattir. Ekim ayı işsizlik sayıları istihdamdaki çoğalışın devam ettiğini devam etmektedir. Döviz rezervlerimizin, istihdamın çoğaldığı yarıyılda daha kolay mevzularda kendi ayağımıza mermi sıkamayız. Ülkenize güvenin, sahip çıkın. Ülkenize destek verin. Kısa vadeli kaygı ve hasılat kaygılarınızla ülkenizin geleceğine hasar verecek her türlü tasarruftan uzak durun. Elbette herkes alın terinin karşılığı olarak kazanacaktır. Ülkenin ve ulusun kaybettiği civarda fertlerin kazancı gibi gözüken hesaplar kandırmacadan ibarettir. Senelik enflasyonun birkaç ay içinde yüzde 40’lı sayılara ineceği ortada iken hala yaftaların başka hesaplarla tanımlanması doğru değildir. Minimum fiyat, memur ve emekli ücretleri başta olmak üzere çalışanların refah seviyelerindeki gerilemeyi karşılama etme güzergahındaki gayretlerimizin enflasyon maskesi arda sığınan haramzadeler tarafından akamete uğramasını izleyemeyiz. Bu ülkenin 85 milyon vatandaşının ortak geleceği, çıkarı bizim için her bir bireyin şahsi hasılat hırsından ehemmiyetlidir. Enflasyonu kastettiğimiz biçimde 2023 sonunda yüzde 20’Rler seviyesine 2024’de tek haneli sayılara düşürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Herkes hesabını 2023’de yüzde 20’ler seviyesinde yapsın. Aksi güzergahta hareket edenlerle biz hükümet olarak yetkimizi, halkımız istemini kullanarak gereken yanıtı verecektir. Bir kere daha altını çizerek söylüyorum; hiç kimsenin işine, eforuna, alışına, satışına, kazancına, karına karşı değiliz. Karşı olduğumuz, yalnızca ekonomik kaidelerin değil us ve vicdan hudutlarının dışına taşan maksat ve eylemlerdir. Piyasa denilen beşeri reflekslerle de çalıştığına inandığım mekanizmanın insanımızın sabrını daha fazla zorlamayacağına inanıyorum. Unutmayın, en pahalı mülkün olmayan mülk, en pahalı hizmetin ulaşılamayan hizmet olduğu aslı usumuzdan çıkarmadan teşebbüsçülerimize omuz vereceğiz. Yeter ki ülkenin çıkarına, hükümetin programına göz dikenlere fırsat verilmesin.
Mesela PKk’nın annelerin kucağından kaçırıp dağa götürdüğü, eline silah verdiği, liderlerin istismarına maruz vazgeçtiği kızlarımız için de aynı tepkiyi bekliyoruz. Bay Kemal Diyarbakır annelerini kaç kere ziyaret ettin? Kızları kaçırılıp gözüyaşlı annelerini kaç kez ziyaret ettin? Bir politik partinin teşkilatlarında ve beled iyelerinde yaşanan onlarca istismarın üzerine aynı kararlılıkla gitmesini bekliyoruz. Diyarbakır annelerinin evlatlarını teşkilatın pençesinden kurtarmak için verdikleri gayreti gözardı edenlerin, bu mevzudaki hücumluğun ahlaki olmaktan kaynaklandığına nasıl inancağız. Kabahatin kişiselliği prensibinin arkasına saklananların son olayın dindar kesimlerin tamamını rencide etmeye çalışmalarının samimiyetine nasıl inanacağız. Biz mağdurun ilk müracaatından itibaren sorunu tüm müesseselerimizle zati sahiplendik. Bu mevzuda tepkisini gösteren her vatandaşımızın hassasiyetinin başımızın üstünde yeri vardır. Sırtınızı mecliste dönmek suretiyle siz benim bakanıma ders veremezsiniz. Sırtınızı dönmekle başka şeyler yaptığınızın farkında değilsiniz. PKK’nın istismar ettiği çocuklarımıza, meclisteki uzantılarına, sosyal mecra ve eşi mecralarda rezilliklere göz yumanların, insanlarımızın kıymetlerine saldırırak onlara linç uygulamasına rıza göstermiyoruz. Bu mevzuyu her seviyede takip etmeyi, neticelendirmeyi sürdüreceğiz.
Enerjinin her alanında son 20 senede çok ehemmiyetli büyümeler kaydettik. Uzun zamandır hasretle beklenen müjdeyi, Fatih sondaj gemisinin keşifl verdik. Bölgedeki yeni bulgularla alakalı büyümelerin, çalışmalar nihayete erdiğinde kamuouyla paylaşmayı sürdüreceğiz. Şu anda yerli gazımızı Cumhuriyetimizin 100. senesinde ulusumuzla buluşturmaya hasretmiş durumdayız. Karadeniz’de Fatih, Yavuz, Kanuni ile beraber 51 gemi faaliyet gösteriyor. 2200 metre denizin altında 170 kmlik boru yerleştirme harekâtını tamamladık. Tuna 1 kuyusundan itibaren 15 arama, tespit ve yapım kuyusunun sondajını tamamladık. Gazı karada işleyecek Filyos doğalgaz harekâta tesininin yüzde 85’ini tamamladık. Yalnızca Karadeniz gazıyla kanaat etmedik. Boru hatlarımızı, gaz depolama kuruluşumuzu da genişlettik. Yeraltı doğalgaz depolama kuruluşlarımızın kapasitesi 6 milyar metreküpe erişti. Bunu 10 milyar metreküpe çıkartacağız. Cuma günü 4,6 milyar metreküp hacme erişen Silivri doğalgaz kuruluşumuzun açılışını asıllaştıracağız. Enerji sepetimizi, nükleer efor santralinden, güneş ve rüzgara kadar enerji kaynaklarıyla genişleterek en üst seviyeye çıkartmakta kararlıyız. Küresel krizlerin dünyada zati bozuk olan sosyal haksızlığı geliştirdiği bir yarıyılda biz bu alanda da öteki ülkelerden ayrışıyoruz. Sosyal takviyeleri daha kapsayıcı yaklaşımla yine ele almaya yöneldik. Sosyal dayanak siyasetimiz muhtaçlık hududunun altında düşenleri gözleme yanında insanlarımızın hayat standartlarının üstünde tutmayı kastediyor. Son sosyal dayanak projemiz Türkiye aile destekleridir. Temmuz ve Kasım ayları yarıyılında 2,8 milyon hanemize 9,2 milyar lira nakdi kaynak ak tardık. Bu ay aynı proje dahilinde 3 milyon haneye 3.8 milyar lira daha nakdi kaynak aktarımı yapacağız. Manili ve yaşlı aylıkların ödemelerini titizlikle sürdürüyoruz. Türkiye çapında sosyal takviyeleşme ve dayanışma vakfımıza her ay sevk edilen payı 224 milyon liradan 450 milyon liraya çıkardık. Yalnızca Kasım ayında sosyal dayanak programları üzerinden 10,2 milyar lirayı bulmuştur. Aralık ayında da 10.3 milyar liralık kaynakla vatandaşlarımızı desteklemeyi sürdüreceğiz. Gereksinim sahibi vatandaşlarımız ile emin mevzularda takviyeye gereksinim dinleyen vatandaşlarımızı çekinmeden valilik ve kaymakamlıklarımız üzerinden alakalı müesseselerimizle bağlantıya geçmeye davet ediyorum. Türkiye Cumhriyeti devleti hamdolsun her bir insanına sahip çıkacak, güç gününde yanında olacak efora ve dirayete sahiptir. “Kredi kullanmış zelzele bölgesindeki esnafların ödemeleri, 3 ay ertelenmiştir” Düzce ve etrafında 23 Kasım’da yaşanan zelzelenin tesir alanında esnaf ve sanatkarımıza müjde vermek istiyorum. Bu bölgedeki esnaf ve sanatkarımızdan Halkbank’tan Hazine ve Maliye Bakanlığı destekli kredi kullanmış olanların ödemeleri 3 ay müddetle ertelenmiştir.
