Egeli bilim insanları 'Temrenler'i sanal platforma taşıdılar

PAYLAŞ
Egeli bilim insanları 'Temrenler'i sanal platforma taşıdılar
  • 0
  • 0
  • 5 dakika da oku
  • +
  • -

Modellenen Türk Kağanlığı Yarıyılı Temrenleri Sanal Arkeoloji Müzesinde sergilenecek

Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalı Dr. Öğr. Azası Mertcan Akan ve Arş. Gör. Recep Efe Çoban tarafından temrenler ile alakalı sanal arkeoloji platformu oluşturuldu. EÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından desteklenen “Sanal Arkeoloji Üzerine Bir Sınama: Altay Bölgesi Türk Kağanlığı Yarıyılı Temrenlerinin Dijital ve Fiziksel 3B Model Hâline Getirilmesi” başlıklı proje kapsamında “ditamu” planlanarak bir dijital müze platformu yaşama geçirildi. Projenin yürütücülüğünü Dr. Öğr. Azası Akan üstlenirken analist olarak ise Arş. Gör. Çoban yer aldı.

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Bütün Akredite Araştırma Üniversitemizin bu süreçteki niyetlerinden birisi olarak da bütün dijital Ege Üniversitesi konsepti yaşama geçirmek olarak belirledik. Tüm idarî ve akademik operasyonları dijital civara aktararak; daha kolay, daha süratli ve yararlı hale getiriyoruz. Yenilikçi teknolojilerin sunduğu tüm algoritmaları birimlerimizin hizmetine sunuyoruz. Hem talebelerimize hem de çalışanlarımızın dijital yekinkilerini daha kaliteli hale getirmek için her türlü kolaylığı sağlıyoruz.  Üniversitemiz Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü bilim insanları da hem dijitalleşme gayemize hem de literatüre katkı sunan ehemmiyetli bir çalışmayı yürütüyorlar. Proje kapsamında Altay bölgesindeki Türk Kağanlığı yarıyılı arkeolojik kültürüne ait olan temrenlerle ile alakalı bilgileri modelleyip,  sanal bir platforma taşıyarak müze haline getiriyorlar. Türk savaş tarihine ve arkeoloji bilimine katkı sunan bilim insanlarımızı tebrik ediyor, başarılar diliyorum” dedi.

Projenin ayrıntıları hakkında balaka veren Dr. Öğr. Azası Mertcan Akan, “COVID-19 salgını sebebiyle arkeolojik kültür buluntuları üzerinde çalışan tahlilcilerin tasarıları sekteye uğradı. Biz de değişik tahlilcilerin yaşadığı bu problemin çözülebilmesi için “sanal arkeoloji” kavramı kapsamında değerlendirilebilecek usulleri deneyebileceğimizi düşündük. Bu bağlamda kısıtlı bir coğrafya ve yarıyıl içerisinde spesifik bir buluntu örneklemini ele alarak sanal arkeoloji kapsamında özgün bir platform oluşturabileceğimizi; yeniden bu platform kapsamında hazırladığımız dijital unsurları, 3B yazıcılar ile fiziksel objeler hâline getirebileceğimizi ve böylece alakaların daha tesirli bir bilme sağlayabileceği eğitim materyalleri oluşturabileceğimizi öngördük” dedi.

Altay Bölgesinde yer alan temrenler üzerine çalıştıklarını ifade eden Dr. Öğr. Azası Akan, “Niyetlerimize müteveccih olarak en uygun örneklemin Türk Göktürk Kağanlığı yarıyılında Altay bölgesinde yer alan temrenler olacağını düşündük. Temrenler, bildiğiniz gibi okların ucuna takılan, delici-kesici işlevleri olan aparatlar olup Türk maddî kültür mirasının ehemmiyetli bir kısmını ihtiva ederler ve öbür maddî kültür unsurlarına mukayeseyle daha yaygın olarak tesadüfülürler, tipolojik açıdan da spektrum gösterirler. Bu sebeple temrenleri mevzu edinen eden hatırı sayılır bir literatür vardır. Araştırmamızın ilk düzeyi de bu bağlamda geniş çaplı bir literatür çalışması oldu. Çünkü bu kapsamda Altay bölgesindeki Türk Kağanlığı yarıyılı arkeolojik kültürüne ait olan temrenlerle alakalı bilimsel yayınların tespit edilmesi, bu bilimsel yayınlardaki teknik çizimleri referans alarak alakalı buluntuları üç boyutlu 3B olarak modellenmesi gerekiyordu. Sonrasında ise hazırlanan bu dijital modellerin 3B yazıcılar takviyesiyle fiziksel objelere çevirdik. Öbür taraftan projemizin bir öbür çıktısı olan çevrimiçi platformu oluşturduk ve bu bilgileri dijital eğitim materyali hâline getirdik. Buradaki başat emelimiz, mevzuyla alakalı analistler için kolay ulaşılabilir bir platformun kurulmasıydı. Böylece çevrimiçi dijital platformumuz olan ‘ditamu ’ sitesini tamamladık ve Altay bölgesindeki Göktürk yarıyılına tarihlenen ok ucu buluntularını internet civarında 3B olarak görebilmenizi sağlayan özgün bir dijital müze platformu hazırladık” dedi.

129 temren üzerinde çalışıldı

Proje sürecine ait açıklamalarda bulunan Arş. Gör. Recep Efe Çoban ise, “Proje sürecinde yapılan literatür taraması neticesinde tespit edilen ve Altay bölgesinde Türk Kağanlığı yarıyılına tarihlenen 252 adet temren buluntusunun 123 adeti aşırısıyla deforme olması sebebiyle yine inşa edilemedi. Bunlar dışında kalan 129 adet temreni, FreeCAD adlı fiyatsız bir katı modelleme yazılımı üzerinden dijital 3B modeller hâline getirdik. Her temrenin modelleme süreci takribî 1 saat sürdü. Dolayısıyla modelleme süreci toplamda 129 saati aşkın müddet aldı. Modelleme neticesinde elde edilen dosyalar, amaçlanan dijital platforma yüklendi ve bütün internet kullanıcıları için ulaşılabilir hâle getirildi. Elbette bu süreç içerisinde, fiziksel eğitim materyallerinin de hazırlanması gerekiyordu. Dijital olarak modellediğimiz her temren, 3B yazıcı ile bgerçekti. Bir modelin basılma süresi takribî 150 dakika kadar sürüyordu. Baskı sürecinde pek çok teknik kasvet ile karşılaştık, kusurlu yahut niteliksiz baskıları eledik ve tekerrür baskı yapmak zorunda kaldık. Bütün bu somurtkanlıkları göz arkasını etsek bile projemiz kapsamında hazırlanan 129 temrenin toplam baskı süresi takribî 322 saat sürdü. Başka Bir Deyişle yalnızca modelleme ve baskı için 451 saat çalışıldı. Bu zaman bile proje için ne kadar büyük bir emek verildiğinin göstergesidir” diye konuştu.

 

Kaynak: adamnedio.com