İsrail Milli Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Mescid-i Aksa’ya baskın tertip etmesiyle tepki topladı. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’dan yapılan açıklamalarda, baskının kabul edilemez olduğuna dair ifadeler kullanıldı. Fazla sağcı Ben-Gvir’e bir tepki de Neturei Karta olarak öğrenilen Beynelmilel Siyonizm Karşıtı Yahudiler Teşkilatı lideri Haham Meir Hirsch’ten geldi. Yaşananların Yahudiliğe ters olduğunu belirten Hirsch, “Dünyadaki tüm Yahudi ulusu ismine açıklama yapmak istiyorum: Yahudi dini, salt anlamda Harem’e Mescid-i Aksa girmeyi menediyor. Yahudi dini, bunu tümüyle yalanlıyor. Dolayısıyla o Ben-Gvir Tevrat’ta yazılanlara ters davranıyor.” dedi. Hirsch, evvelki tepkilerin de ötesine geçerek Ben-Gvir’in gerçeğinde Yahudi olmadığını dile getirdi. Haham Hirsch, laflarını şöyle sürdürdü: “Bizler İslam dünyası için mevzuya sarihlik getiriyoruz: Bu bireyin Ben-Gvir yaptığı eylem Yahudi dinine terstir. O bizi temsil etmediği gibi Yahudi dünyasına makûsluk yapıyor. Bizim ismimize konuşması muhtemel değil. Onların yaptıkları İsrail hükümeti kendilerini bağlar, Yahudi ulusunu bağlamaz.” Hirsch, “Hem Yahudi şeriatındakilerin gereği hem de Yahudi hahamların kararları gereği bu eylem yasaktır. Taharet koşulları gereği Yahudilerin oraya Mescid-i Aksa girmesi yasaktır.” diye konuştu. 
Aksa’ya baskınları sürdüren kesimlere her zaman karşı çıktıklarını anımsatan Haham Hirsch, “Nitekim Yahudi dini, bu gidişata karşıdır. Dolayısıyla biri çıkıp, hem Yahudi olduğunu iddia eder hem de Yahudi dinine ters eylemlerde bulunamaz.” ifadelerini kullandı. İsrail Milli Güvenlik Bakanı Ben-Gvir’in bazı elbiseleri giymesiyle Yahudi olamayacağını korunan Hirsch, “Zira Tevrat’a inanmayan biri Yahudi olamaz.” dedi. Haham Hirsch, Yahudileri Mescid-i Aksa’da dini ritüeller yapmaya çağıran sağcı gruplara karşı olduğunun altını çizdi. Hirsch, “Gerçeğinde onların duaları doğru değil, zira Yahudi değiller. Bunu söyleyenler İslam alemini savaş ve husumete sürüklemek istiyor. Nitekim Tevrat’a göre bu da yasaktır. Doğrusu onların tüm davranışları Tevrat’a terstir.” diye konuştu Hirsch, İsrail hükümetine ait ise “Yahudilikle hiçbir alakaları yok ve siyonizmi özümseyen Yahudi değildir. Tam dünya onların Yahudi olduğuna inanıyor. Onlar Yahudi değil. Bu topraklarla hiçbir alakaları yok. Buradan gitmeleri ve 1948’den evvelki gibi her şeyi Filistinlilere iade etmeleri gerekiyor. Bu bir işgaldir, onların bu topraklarla hiçbir alakası yoktur.” dedi. Ortodoks Yahudi “Neturei Karta” cemaati, İsrail’i işgalci bir efor olarak görüyor ve İsrail ordusunda görev yapmayı, İsrail kimliği veya pasaportu almayı yalanlıyor. 
İsrail’deki Hahambaşılığı fetvaları istikametinde, Yahudilerin çoğu Mescid-i Aksa’ya baskın eylemlerinden uzak duruyor. Ancak radikal Yahudi bazı gruplar, Mescid-i Aksa’nın yerine “Heykel Dağı” Tapınak Dağı inşa etme çağrıları eşliğinde İsraillileri Mescid-i Aksa’da dini ritüeller yapma mazeretiyle baskınlara teşvik ediyor. Yahudiler, İsrail’in tek taraflı kararı ve bazı fanatik Yahudi teşkilatlarının teşebbüsleriyle 2003’ten bu yana polis eşliğinde Mescid-i Aksa’ya girerken, bu baskınlar özellikle 2022’de giderek artan bir hal aldı. Mescid-i Aksa’yı 1994’ten beri himayesinde yakalayan Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’nin İsrail’in ihlallerine son vermesi çağrıları ise bugüne kadar karşılık bulmadı. Aksa’ya baskınlar, kutsal mabedin zamansal ve mekânsal olarak ayrılınması doğrultusundaki çağrılarıyla öne çıkan İsrailli fazla sağcı partilerin kuvvetlenmesiyle daha da çoğalmış vaziyette. Ben-Gvir’in baskını, Mescid-i Aksa’daki statükonun değiştirilmemesi çağrısında bulunan Arap ve İslam alemin başta olmak üzere beynelmilel cemiyetten ciddi tenkitler aldı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise tenkitlere karşın Ben Gvir’in Mescid-i Aksa baskınını korundu. 
Anadolu Ajansının haberine göre, Netanyahu’nun basın bürosundan yapılan yazılı açıklamada, daha evvel başka İsrailli bakanların da kutsal mabedi ziyaret ettiği andırdırılarak şu ifadelere yer verildi: “Başbakan Binyamin Netanyahu, Tapınak Tepesi’ndeki Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya verdikleri ad statükoyu hiçbir farklılık olmaksızın katı bir biçimde gözetmeye kararlı. Hamas’ın emirlerine boyun eğmeyeceğiz. Statüko altında, son senelerde başka bakanlar, Kamu Güvenliği Bakanı şimdiki ismiyle Milli Güvenlik Bakanlığı Gilad Erdan da dahil olmak üzere Tapınak Tepesi’ne çıktılar; bu sebeple statükoda farklılık yapıldığı iddiası esassızdır.” Filistinlilere müteveccih ırkçı ve ayrımcı siyasetleriyle öğrenilen Yahudi Eforu Partisi lideri Ben-Gvir, milletvekili olarak daha evvel de birkaç kere Mescid-i Aksa’ya baskın tertip etmişti.
Aksa’ya baskınları sürdüren kesimlere her zaman karşı çıktıklarını anımsatan Haham Hirsch, “Nitekim Yahudi dini, bu gidişata karşıdır. Dolayısıyla biri çıkıp, hem Yahudi olduğunu iddia eder hem de Yahudi dinine ters eylemlerde bulunamaz.” ifadelerini kullandı. İsrail Milli Güvenlik Bakanı Ben-Gvir’in bazı elbiseleri giymesiyle Yahudi olamayacağını korunan Hirsch, “Zira Tevrat’a inanmayan biri Yahudi olamaz.” dedi. Haham Hirsch, Yahudileri Mescid-i Aksa’da dini ritüeller yapmaya çağıran sağcı gruplara karşı olduğunun altını çizdi. Hirsch, “Gerçeğinde onların duaları doğru değil, zira Yahudi değiller. Bunu söyleyenler İslam alemini savaş ve husumete sürüklemek istiyor. Nitekim Tevrat’a göre bu da yasaktır. Doğrusu onların tüm davranışları Tevrat’a terstir.” diye konuştu Hirsch, İsrail hükümetine ait ise “Yahudilikle hiçbir alakaları yok ve siyonizmi özümseyen Yahudi değildir. Tam dünya onların Yahudi olduğuna inanıyor. Onlar Yahudi değil. Bu topraklarla hiçbir alakaları yok. Buradan gitmeleri ve 1948’den evvelki gibi her şeyi Filistinlilere iade etmeleri gerekiyor. Bu bir işgaldir, onların bu topraklarla hiçbir alakası yoktur.” dedi. Ortodoks Yahudi “Neturei Karta” cemaati, İsrail’i işgalci bir efor olarak görüyor ve İsrail ordusunda görev yapmayı, İsrail kimliği veya pasaportu almayı yalanlıyor. 
İsrail’deki Hahambaşılığı fetvaları istikametinde, Yahudilerin çoğu Mescid-i Aksa’ya baskın eylemlerinden uzak duruyor. Ancak radikal Yahudi bazı gruplar, Mescid-i Aksa’nın yerine “Heykel Dağı” Tapınak Dağı inşa etme çağrıları eşliğinde İsraillileri Mescid-i Aksa’da dini ritüeller yapma mazeretiyle baskınlara teşvik ediyor. Yahudiler, İsrail’in tek taraflı kararı ve bazı fanatik Yahudi teşkilatlarının teşebbüsleriyle 2003’ten bu yana polis eşliğinde Mescid-i Aksa’ya girerken, bu baskınlar özellikle 2022’de giderek artan bir hal aldı. Mescid-i Aksa’yı 1994’ten beri himayesinde yakalayan Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’nin İsrail’in ihlallerine son vermesi çağrıları ise bugüne kadar karşılık bulmadı. Aksa’ya baskınlar, kutsal mabedin zamansal ve mekânsal olarak ayrılınması doğrultusundaki çağrılarıyla öne çıkan İsrailli fazla sağcı partilerin kuvvetlenmesiyle daha da çoğalmış vaziyette. Ben-Gvir’in baskını, Mescid-i Aksa’daki statükonun değiştirilmemesi çağrısında bulunan Arap ve İslam alemin başta olmak üzere beynelmilel cemiyetten ciddi tenkitler aldı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise tenkitlere karşın Ben Gvir’in Mescid-i Aksa baskınını korundu. 
Anadolu Ajansının haberine göre, Netanyahu’nun basın bürosundan yapılan yazılı açıklamada, daha evvel başka İsrailli bakanların da kutsal mabedi ziyaret ettiği andırdırılarak şu ifadelere yer verildi: “Başbakan Binyamin Netanyahu, Tapınak Tepesi’ndeki Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya verdikleri ad statükoyu hiçbir farklılık olmaksızın katı bir biçimde gözetmeye kararlı. Hamas’ın emirlerine boyun eğmeyeceğiz. Statüko altında, son senelerde başka bakanlar, Kamu Güvenliği Bakanı şimdiki ismiyle Milli Güvenlik Bakanlığı Gilad Erdan da dahil olmak üzere Tapınak Tepesi’ne çıktılar; bu sebeple statükoda farklılık yapıldığı iddiası esassızdır.” Filistinlilere müteveccih ırkçı ve ayrımcı siyasetleriyle öğrenilen Yahudi Eforu Partisi lideri Ben-Gvir, milletvekili olarak daha evvel de birkaç kere Mescid-i Aksa’ya baskın tertip etmişti.
