Jens Stoltenberg:Putin kazanırsa, bedel ödeyeceğiz

PAYLAŞ
Jens Stoltenberg:Putin kazanırsa, bedel ödeyeceğiz
  • 0
  • 0
  • 5 dakika da oku
  • +
  • -
Romanya’nın başşehri Bükreş’te 29-30 Kasım tarihleri arasında hakikatleştirilecek NATO Dışişleri Bakanları Buluşması evvelinde Belçika’nın başşehri Brüksel’deki NATO karargahında medyaya açıklamalarda bulunan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşa değindi. Gelecek hafta Bükreş’te tertip edilecek buluşmada Avrupa-Atlantik huzurunu ve güvenliğini tehdit etmeye devam eden Rusya’nın Ukrayna’daki yasadışı savaşını ele alacaklarını belirten Stoltenberg, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’da zafersizliğe uğradığını söyledi. DHA’nın haberine göre; Putin’in bu zafersizliğe ‘daha fazla zalimlikle’ karşılık verdiğini ifade eden Stoltenberg, “Şehirlere ve sivil altyapıya müteveccih maksatlı füze hamleleri dalgaları Ukraynalıları ısıdan, ışıktan ve besinden yoksun vazgeçiyor. Bu, Ukrayna için kışa vahim bir başlangıç. Artan enerji ve besin maliyetleri ile bu aynı zamanda Avrupa’nın geri kalanı ve dünya çapında da güç zamanlar.” dedi. Putin’in kazanması vaziyetinde gelecek senelerde herkesin çok daha yüksek bir bedel ödeyeceğini belirten Stoltenberg, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Evet, hepimiz Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşının bedelini ödüyoruz. Ama biz bu bedeli para ile öderken, Ukraynalılar bu bedeli kanlarıyla ödüyor. Şayet Putin’in kazanmasına izin verirsek, önümüzdeki senelerde hepimiz çok daha yüksek bir bedel ödeyeceğiz. Jens Stoltenberg:Putin kazanırsa, bedel ödeyeceğiz #1
Putin ve öbür otoriter liderler eforun mükâfatlandırıldığını görürlerse emellerine erişmek için tekerrür efor kullanacaklardır. Bu dünyamızı daha riskli ve hepimizi de daha korunmasız hale getirir. Dolayısıyla Ukrayna’yı desteklemek bizim güvenlik çıkarımızadır. Bu savaşın ne hakkında olduğunu andırmamız gerekiyor. Rusya saldırgandır. Ukrayna saldırganlığın kurbanı. Ve natürel ki Ukrayna’nın kendini korunma hakkı var. Ukrayna’nın bu hakkı gözetmesine dayanak ediyoruz.” NATO’nun Ukrayna’nın yanında olmaya devam edeceğini andırdıran Stoltenberg, laflarına şu biçimde devam etti: “Saldırgan kazanırsa, baskı ve otokrasi, hürlük ve demokrasiye üstün kazançsa kalıcı bir barış olmayacak. Savaşların çoğu görüşmelerle biter. Ancak mülakat masasında ne olacağı, savaş alanında ne olduğuna bağlıdır. Bu sebeple barışçıl çözüm bahtını artırmanın en iyi yolu Ukrayna’yı desteklemektir. Başka Bir Deyişle NATO, ne kadar sürerse sürsün Ukrayna’nın yanında olmaya devam edecek. Geri adım atmayacağız. Bağlaşıklar eşi görülmemiş bir askeri destek sağlıyor. Ve dışişleri bakanlarının da ölümcül olmayan dayanağı artırmayı kabul etmelerini bekliyorum. Kapsamlı Dayanak Kolimiz aracılığıyla NATO, yakıt, tıbbi malzeme, kış teçhizatı ve insansız hava vasıtayı sinyal bozucuları sağlıyor. Katkılarından dolayı tüm bağlaşıklara teşekkür ediyorum ve Bükreş’teki buluşmamızda daha aşırısı için çağrıda bulunacağım. Uzun vadede Ukrayna’nın Sovyet yarıyılı ekipmanından çağdaş NATO standartlarına, prensibine ve eğitimine geçişine destekçi olacağız. Ukrayna’nın en acil gereksinimlerini ve uzun vadeli takviyemizi görüşmek üzere Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba ile bir araya geleceğiz. Bosna Hersek, Gürcistan ve Moldova dışişleri bakanlarıyla da görüşeceğiz. Üç ortağımız bir hayli değişik biçimde Rus baskısıyla karşı karşıya. Bu sebeple, buluşmamızda onların bağımsızlıklarını gözetmelerine destekçi olmak ve kendilerini korunma maharetlerini kuvvetlendirmek için daha ileri adımlar atacağız.” Gelecek hafta tertip edilecek buluşmada ayrıca NATO Dışişleri Bakanlarının, NATO’nun mukavemetliliğini kuvvetlendirmenin yollarını ve Çin’in ortaya koyduğu güçlükleri ele alacaklarını ifade eden Stoltenberg, “Çin düşman değil. Ancak askeri çağdaşlaşmayı süratlendiriyor, Kuzey Kutbu’ndan Batı Balkanlar’a, uzaydan siber uzaya kadar varlığını artırıyor ve NATO bağlaşıklarının kritik altyapısını hakimiyet etmeye çalışıyor. Ukrayna’daki savaş, Rus gazına olan riskli bağımlılığımızı gösterdi. Bu surattan öbür otoriter rejimlere olan bağımlılıklarımızı değerlendirmeliyiz. Tehlikeleri idaremeli, kırılganlıklarımızı eksiltmeli ve dayanıklılığımızı artırmalıyız. Finlandiya ve İsveç dışişleri bakanları, Bükreş’teki tüm görüşmelerde bize katılacak. Katılım sürecini bitirmenin ve onları ittifakımızın bütün teşekküllü aboneleri olarak karşılamanın zamanı geldi. Bu onları daha tehlikesiz, NATO’yu daha güçlü ve Avrupa-Atlantik bölgesini daha tehlikesiz hale getirecek.”