Sosyal medya ve internet neocehaletin temel etkileşim alanı haline geldi

PAYLAŞ
Sosyal medya ve internet neocehaletin temel etkileşim alanı haline geldi
  • 0
  • 0
  • 5 dakika da oku
  • +
  • -

Dünya milenyumla beraber dijital bir devrime şahitlik etti. Artık bilgi kaynağımız uslu telefonlarımız. Bilgisayar ve yazılım teknolojisi çok büyüdü. Her türlü bilgiye rahatlıkla ve çok kısa müddette dijital etrafta erişmek muhtemel. Daha Öncekinden okuma yazma öğrenmeyenlere cehalet denildiğini belirten Prof. Dr. Tayfun Uzbay, eğitimli olup, neyi öğrenip neyi öğrenmediklerinin farkında olmayan ve eriştikleri ilk bilgiyi doğru varsayan neocahil bir kesim olduğunu söylüyor. Sosyal medya ve internetin neocehaletin temel etkileşim alanı haline geldiğini ifade eden Uzbay, bazı uzman şahısların da popüler olmak bahtına bilgi lekeliliğinin yaygınlaşmasına destek olduklarını dikkat topluyor.

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı ve Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, çağdaş çağın cahili olarak adlandırılan neocehalet hakkında bilgi verdi.

Neocahiller neyi öğrenip neyi öğrenmediklerinin farkında değiller 

Dijitalleşmenin yaygınlaşması, bilgisayar ve yazılım teknolojilerinin büyümesiyle her türlü bilgiye rahatlıkla ve çok kısa müddette dijital etrafta erişmenin muhtemel olduğunu belirten Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Daha Öncekinden ‘cehalet ’ genellikle okuma yazması olmayan şahsa denirdi. Zira yazılı bilgiyi okuyabilmek çok ehemmiyetliydi. Günümüzde bazı ilkel ve geri kalmış toplulukları bir yana vazgeçersek tüm dünyada okur-yazarlık arkasıydı. Öte yandan uslu telefonlar ya da bilgisayarlarımızda bulunan ağlar kendi yazım dilini de oluşturdu. Artık bir emoji ile bir hayli şeyi anlatmak muhtemel. Gramer ya da yazım kaidelerine uymadan kendine özgü bir irtibat dili de söz mevzusu. Burada karşımıza daha öncekisinden çok daha yaygın çağdaş çağın cahili çıktı. Buna kimileri neocehalet, başka bir deyişle ‘yeni cahil ’ diyor.” dedi.

Neocahiller okuma yazma bildiğini ifade eden Uzbay, “Hatta bir yabancı dili de gayet hoş görüşebiliyorlar. Hatta üniversite dahi tamamlamış olabiliyorlar. Peki neden cehaletler? Zira ilk olarak neyi öğrenip neyi öğrenmediklerinin, başka bir deyişle hudutlarının farkında değiller. İkinci olarak da bildikleri mevzusunda ön yargılılar ve kesin olarak bundan belirliler. Bunun nedeni, dijital devrimin sağladığı asıl bilgi kadar bilgi lekeliliği ve dezenformasyonu da yayması ve insanların eriştikleri ilk bilgiyi doğru sanması. Daha makûssu uzmanlık gerektiren özel alanlarda dahi okudukları eriştikleri her bilgi hakkında rahatça yorum yapması ve hatta uzmanları tenkit etmesi. Netice olarak rakamları ve özgüvenleri her gün artan neocahiller ortaya çıkıyor. Bunlar sağlıktan, tarıma, abuhavadan uzaya her şeyi bildiklerini sanıyorlar. Ancak kusurlu bilgiler suratından gerek kendileri gerek etrafları hasar görebiliyor ve bunların algıları basitçe idareniyor.” diye konuştu.

Sosyal medya ve internet neocehaletin temel etkileşim alanı haline geldi

Sosyal medya ve internetin neocahillerin temel tesir ve etkileşim alanı haline geldiğini korunan Uzbay, “Bir profesör alanı ile alakalı bir bilgi verdiğinde, sıradan yaşamda asla toplanma, sözşanın üzerine söz söyleme veya münakaşa imkânı olmayan neocahil olarak nitelenen bu kesim, sosyal medya ve internet üzerinden basitçe sürece dahil olabiliyor. Dijital civar, sanki bir akademisyen edası ile münakaşaya katılmalarına hatta hakaret etmelerine izin veriyor.” dedi. 

Sosyal medya ve internetin lekeli bilgi ve dezenformasyon için de uygun bir civar sağladığını sözlerine ilave eden Uzbay, “Burada doğru ve yararlı bilgiler kadar, kusurlu ve hasarlı bilgilere de erişiyorsunuz. Bu derinlemesine bilgi sahibi olmayanlar, çocuklar ve sağlık söz mevzusu ise hastalar bakımından tehlike yaratıyor.” ihtarında bulundu.

Neocehalet giderek kuvvetleniyor ve teşkilatlanıyor

Neocehaletin giderek kuvvetlendiğine ve teşkilatlandığına dikkat toplayan Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “En ehemmiyetli mesele lekeli ya da kusurlu bilgilerin yaygınlaşması ve cemiyetsel bazı hasarlara yol açması.  Bazen bunlara muhtelif sebeplerle ve özellikle popüler olmak veya takipçi kazanmak için bazı akademisyenler de destek veriyor. Bu gidişatta cemiyetin kafası karışıyor. Covid-19 salgınında aşı karşıtlığının ne ebatlara eriştiğini gördük. Sağlık alanı ile ilişkisi olmayan aralarında mühendislerin, mimarların, yazılımcıların da bulunduğu sözde eğitimli bir kesim doğrudan cahili korundu ve bazı akademisyenlerden de destek aldı. Misaller arttırılabilir. Somut neticelere bir misal vermek gerekirse aşı karşıtlığının çoğalması neticeyi sağlık gündeminden çıkmış olan kızamık yine ortaya çıktı ve çocuklarda vefatlara yol açmaya başladı.” biçiminde konuştu.

Dijitalleşme ile öne çıkan tecrübe paylaşımlarının ayarı ve dozu hakkında da değerlendirmede bulunan Uzbay sözlerini şöyle bitirdi:

Hukukun ve etiğin bu alana el atması gerekir. Adaletli, fikir özgürlüğünü kısıtlamayan ancak cemiyetin hasar görebileceği lekeli bilginin dağılmasına da taviz vermeyen legal tertip etmeler koşul. Ayrıca cemiyette etik şuurunun oluşması ve etik tutum kalıbının mükâfatlandırılması gerekiyor.” 

 

Kaynak: BYZHA Beyaz Haber Ajansı