Acem Yıldırım, stresin her eğitim sisteminde bulunduğunu belirtiyor; “ailelerin çocuklarına imtihan mevzusunda destekçi olmasını istiyoruz. Dünyanın tam eğitim sistemine baktığımızda bir imtihan stresi var. Misalin, Güney Kore’de imtihan stresi sabah başlar ve gece on ikide biter. Güney Koreli sınıflarda gün içinde sıralarda yatan suratlarca talebe görürsünüz zira Güney Kore’de eğitim sabah yedide başlar, gece on ikide biter. Finlandiya’da talebesini fertsel olarak değerlendirilmesi var ama bana sorarsanız ben baskın imtihan yapılmasından yana değilim.”
TALEBELER NE DÜŞÜNÜYOR?
Talebelerden Yağız A.; “benim bu sene bileceğim ders İngilizce. İngilizce dersine mücadele tüketiyorum zira güç bir ders. Her gün çalışıyorum, yoruluyorum ama bilmek istiyorum, öğreneceğime de inanıyorum” dedi.
Talebelerden Tekin C. “Mektep kumpasına tekerrür alıştım reelinde ama imtihan süreci tüm talebeler için bir mesele. Daha tatil bitmeden imtihanda neler olacağı mevzusunda kaygılanmaya başladık. Bu gidişat ders çalışırken dahi usuma gelebiliyor…” dedi.
Mülakat reelleştirdiğimiz velilerin ise bir kısmı çocuklarının imtihanlarını saplantı haline getirdiklerini belirtirken, bir kısmı imtihan evhamının hiç oluşmadığını zira çocuklarının aralıksız ders çalışmaktan oldukça bunaldıklarını gözlemlediklerini belirtti.
“TALEBE SOSYALLEŞMEKTEN ALIKONULMAMALI”
Acem Yıldırım, talebelere aldıkları bir derste öncelik kendi beceriksizlerini tespit etmelerini ve o yetersizleri bir deftere veya kullanmış oldukları tablet bilgisayara kaydolmalarını öneriyor ve bu beceriksizlerin kesinlikle üzerine gidilmesi gerektiğini belirtiyor. Yetersizler giderildikten sonra yeni bir mevzuya başlanılmasını ama asla bunu bir vefat kalım sorunu olarak görülmemesi gerektiğini vurguluyor.
Acem Yıldırım, ders çalışmanın herkesin yapmak istediği ama motivasyon gerektiren bir gidişat olduğunu belirtiyor ve “hocalar ve ebeveynler talebelere zaman ayırmalı, çocukların sosyalleşmekten, oyundan alıkoymamalı.” diyor.
ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ